Gideli uzun
bir zaman oldu bu nedenle ulaşımla ilgili yanılmıyorsam kelimesini
kullanacağım; Atina’dan yanılmıyorsam 2 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra
ulaşmıştık dağların arasındaki Apollon Tapınağına. Sayfaya koyduğum resmin
eminim çok daha profesyonelini ve daha iyi bir açıdan çekilmişini internette
bulabilirsiniz ama bu benim gözümden Apollon Tapınağı.
Apollon
tapınakları kehanet merkezleri olarak biliniyor ama bundan birazdan bahsedeceğim.
Hemen hemen
tüm dinlerde olduğu gibi Apollon tapınağında da arınma için bir mekan var. Kimi
zaman çeşme, kimi zaman göl ve Apollon tapınağında olduğu gibi kimi zaman bir
havuz. Önemli olan insanın kutsal olanla temas etmeden önce fiziksel olarak
temizlenmesi ve bu temizliği duygularına ve zihnine de taşıması.
Gelelim
Apollona; Zeus’un oğlu Apollon’un bir çok özelliği var; Güneş Işığının Tanrısı,
Müziğin tanrısı ve en önemlisi de Kehanet ve Bilicilik Tanrısı. İşte bu nedenle
Apollon Tapınakları Kehanet merkezleri olarak biliniyor. Tapınaklarda
kehanetler rahibeler (Pthyia olarak bilinir) aracılığıyla aktarılıyor.
Kehanetler simgesel ifadeler içeriyor. Burada önemli olan mesajı alacak kişinin
algılama kapasitesi. Tıpki Hakikatin tekliğine rağmen insanın kapasitesine göre
onu yorumlayış şekli gibi. Yani Pthyia’nın kehanetini alan kişi ( bu genelde
kral veya imparator oluyor) onu kendine göre yorumluyor doğru veya yanlış.
Tarihteki
kahramanlık destanlarından biri olan Termopolia savaşından (Ateş Geçitlerini – Steven
Pressfield okumanızı tavsiye ederim) önce Apollon kahininden “…size yalnız tahta duvar yardım edecektir”
kehaneti verilmiş; alıcı mesajı doğru anlamış olsa gerek….
Bazı korkunç
belgesellerde anlatılan Apollon rahip ve rahibelerinin sarhoş olup bir takım
sözler söylemiş oldukları açıklamalarını unutun. Hiçbirşey bu kadar basit
değildir.
Tarihi, mitleri, sembolleri bu kadar basitleştirirsek geçmişten örnek alacak ne kalacak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder