Bu Blogda Ara

25 Aralık 2012 Salı

Apollon Tapınağı



Gideli uzun bir zaman oldu bu nedenle ulaşımla ilgili yanılmıyorsam kelimesini kullanacağım; Atina’dan yanılmıyorsam 2 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra ulaşmıştık dağların arasındaki Apollon Tapınağına. Sayfaya koyduğum resmin eminim çok daha profesyonelini ve daha iyi bir açıdan çekilmişini internette bulabilirsiniz ama bu benim gözümden Apollon Tapınağı.

Apollon tapınakları kehanet merkezleri olarak biliniyor ama bundan birazdan bahsedeceğim.
Hemen hemen tüm dinlerde olduğu gibi Apollon tapınağında da arınma için bir mekan var. Kimi zaman çeşme, kimi zaman göl ve Apollon tapınağında olduğu gibi kimi zaman bir havuz. Önemli olan insanın kutsal olanla temas etmeden önce fiziksel olarak temizlenmesi ve bu temizliği duygularına ve zihnine de taşıması.

Gelelim Apollona; Zeus’un oğlu Apollon’un bir çok özelliği var; Güneş Işığının Tanrısı, Müziğin tanrısı ve en önemlisi de Kehanet ve Bilicilik Tanrısı. İşte bu nedenle Apollon Tapınakları Kehanet merkezleri olarak biliniyor. Tapınaklarda kehanetler rahibeler (Pthyia olarak bilinir) aracılığıyla aktarılıyor. Kehanetler simgesel ifadeler içeriyor. Burada önemli olan mesajı alacak kişinin algılama kapasitesi. Tıpki Hakikatin tekliğine rağmen insanın kapasitesine göre onu yorumlayış şekli gibi. Yani Pthyia’nın kehanetini alan kişi ( bu genelde kral veya imparator oluyor) onu kendine göre yorumluyor doğru veya yanlış.

Tarihteki kahramanlık destanlarından biri olan Termopolia savaşından (Ateş Geçitlerini – Steven Pressfield okumanızı tavsiye ederim) önce Apollon kahininden “…size yalnız tahta duvar yardım edecektir” kehaneti verilmiş; alıcı mesajı doğru anlamış olsa gerek….

Bazı korkunç belgesellerde anlatılan Apollon rahip ve rahibelerinin sarhoş olup bir takım sözler söylemiş oldukları açıklamalarını unutun. Hiçbirşey bu kadar basit değildir.

Tarihi, mitleri, sembolleri bu kadar basitleştirirsek geçmişten örnek alacak ne kalacak!