Bu Blogda Ara

28 Ekim 2012 Pazar

CHARTRES KATEDRALİ



CHARTRES KATEDRALİ

Paris'e bu kadar yakın (sadece 80 km) bu yapıtı mutlaka görmelisiniz. 13. yy ait olan katedral Gotik mimariyi en iyi temsil eden yapılardan biri olarak anılıyor.

Gotik mimariye ait kutsal mekanların genellikle daha önce ki dönemlere ve bazen de farklı inançlara ait kutsal merkezlerle çakışıyor. Bu da bize Kutsal mekanların inşa edilirken bildiğimizden çok öte önceliklerinin olduğunu gösteriyor. Gotik mimari oldukça etkileyici yapılar meydana getirmiş, bence insanı bu kadar etkilemesinin nedenlerinden biri yapıya bakıldığı zaman insana yükselme hissi veriyor olması. Yükselme hissi insanın her zaman ve herşeye rağmen dik olmak, ayakta olmak ihtiyacını ortaya koyuyor. Günlük hayatımızın yataylığına karşı göğe doğru dikey olmak.

Katedral UNESCO tarafından 1979 yılında Dünya Mirasları listesine alınan ilk tarihi eserlerden birisi. Katedralin vitrayları neredeyse tamamen korunmuştur. Katedralin planının açılan küp şeklinde olması Leonardo da Vinci'nin "Vitrivius İnsanı" ile ilişkilendiriliyor.

Katedralin içindeki alacakaranlığın sabah ve akşam aynı olması özel vitraylar kullanılarak sağlanmış. Bu vitrayların renklerinin simyasal yöntemlerle elde edildiği söyleniyor. Simya "Alchemy" kelimesinde geliyor. Alchemy Kem'in kalbinden doğan demek. Kem Mısır'da bilgeliğin hüküm sürdüğü dönemlerdeki ismi.

Katedralin içinde bulunan labirent hala zaman zaman hıristiyan hacılar tarafından en dıştan merkeze doğru yürümek suretiyle kullanılıyor. Labirent sembolik olarak merkeze ulaşma fikriyle ilişkilendiriliyor.Yani labirent, içinde kaybolmak için değil; geçmek, kendini fethetmek içindir. Labirent çok eski bir simgedir. İnsanın kendini kaybettiği, aşması zor bir geçidi temsil ettiği söylenir. Antik Yunan'dan, Mısır'a, Gotik döneme kadar birçok uygarlık ve dönemde karşımıza çıkar.
Labirent simgesini en güzel anlatan mitoslardan biri Theseus ve Minotauros mitosudur. Labirentin merkezinde yaşayan yarı boğa yarı insan olan canavar Minotauros ve insanları kurtarmak için onu öldürmeyi üstlenen kahraman Theseus. Theseus elindeki çift taraflı baltayla labirentin merkezine Minotauros'u öldürmeye gider. Çift taraflı balta iki yüzü de keskin olduğu için içten ve dıştan gelen zorlukları yenmeyi simgeler. Her zaman iradenin simgesi olmuştur. Aslında Theseus Minotauros'u öldürürken kendi karanlık, canavar tarafını da öldürür ve Ariadne'nin ipine tutunarak labirentin dışına çıkar yani labirenti yok eder. İpe tutunarak geri çıkmak aynı hataları tekrarlamamak için taze tutmamız gereken hafizamızdır. Theseus ve Minotauros, her ikisi de insanın içindedir. İkisinden biri üstün gelmek zorundadır. Labirente girme cesaretinde olmak ve mücadele etmek Theseus'un zaferidir.

Ve önemli bir bölüm katedralin yan bölümünde yer alan kripta ( rahiplerin meditasyon için kullandıkları bölüm). Alınlığa resmedilmiş sağ el figürü çok etkileyici. Sağ el birçok kültürde ortak bir simge. Sağ el insan vücudunun en pozitif noktası olarak ifade ediliyor. Semboller, kültürler ve dönemlerden bağımsız olarak her zaman bize mesaj vermeye devam ediyor. Tıpkı Ortaçağın karanlığında ileride yaşanacak Rönesans'la ilgili umut veren Gotik dönem gibi bu dönemin en önemli örneklerinden biri olan Chartres Katedrali de insana  karanlık dönemin içinde aydınlıkla ilgili bir umut vermiş.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder